Hidroklorik asit nedeniyle midemizin sahip olduğu asidite düzeyi azımsanacak bir boyutta değildir: Midemizdeki asit, bir jileti bile eritebilecek kadar güçlüdür! Tabii bunu sakın denemeyin…Midemizdeki hidroklorik asit bu kadar yoğun konsantrasyonda bulunmaz. Bu sebeple bir metal yutacak olursanız, mideniz bunu sadece kısmen eritebilecektir. O sırada da bu metali peristaltik hareketler ile ince bağırsaklara ilerletebilmek için epey bir zarar görecektir.
pH’ı zaman zaman 1’e kadar düşen (aşırı asidik) midemiz, bir organ olarak bu yüksek asiditeye, kendine zarar vermeden nasıl dayanabilir? Cevabı, midemizin iç duvarını oluşturan dokuda ve bu dokuyu koruyan astar tabakada gizli. Midemizde bulunan hidroklorik asit, daha çok yediğimiz gıdaların içeriklerini parçalamak için ve zararlı olabilecek bakterileri ve mantarları öldürmek için faydalıdır.
Midemizin iç duvarını oluşturan doku astarı, esasında sürekli olarak yenilenmektedir. Ancak sağlıklı bir bireyde, bu doku her 3-4 günde bir yenilendiğinden, asit organ olarak midenize zarar veremez.
Zaman geçtikçe, yaşlandıkça, çeşitli hastalıkların var olması durumunda veya bazı ağrı kesicilerin kullanılması nedeniyle bu astar dokunun yenilenme hızı bozulur ve asitli mide sıvısı, mideye hasar vermeye başlar. İşte bu durumda, önce erozyonlar ardından ülser adı verilen hasarlı doku oluşur.